Bilindiği üzere yabancıların Türkiye’de uzun süreli bulunma statülerinden biri de çalışma izni ile Türkiye’de bulunmadır.
Daha önceleri Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun ve bu kanuna istinaden çıkartılan Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği çerçevesinde yürütülen izin işlemleri, söz konusu kanunun yürürlükten kaldırılarak 6735 sayılı Uluslararası İş Gücü Kanunu’nun (“Kanun”) yürürlüğe girmesine karşın alt düzenleme olarak yukarıda belirtilen yönetmelik çerçevesinde değerlendirilmekteydi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (“Bakanlık”) tarafından eski yönetmelik yürürlükten kaldırılarak yerine Uluslararası İşgücü Kanunu Uygulama Yönetmeliği (“Yönetmelik”) yürürlüğe konulmuş ve bu Yönetmelik ile belli bazı değişiklikler ve yenilikler getirilmiştir.
Yönetmeliğin kapsadığı ve uygulanacağı durum ve kişiler, uluslararası işgücü ve Türkiye’de çalışan, mesleki eğitim gören, staj yapan, sınır ötesi hizmet sunan veya bu kapsamda faaliyette bulunmak için çalışma izni ya da çalışma izni muafiyeti başvurusunda bulunan yabancılar ve bu yabancıları çalıştıran veya çalıştırmak üzere başvuruda bulunan gerçek ve tüzel kişiler olarak belirlenmiştir. Yabancı olmakla birlikte 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu kapsamında doğumla Türk vatandaşı olup da İçişleri Bakanlığından çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve üçüncü dereceye kadar olan altsoylarından Mavi Kart sahibi olanlar veya Mavi Kart Kütüğüne kaydı olduğunu belgeleyenlerin Türkiye’de çalışmaları izni alma zorunlulukları bulunmamaktadır.
Daha önceden olduğu gibi, Türkiye’de çalışacak yabancının çalışmaya başlamadan önce Bakanlıktan çalışma izni alması zorunludur. Ancak, gerek kamu (milli güvenliğe ilişkin kurumlar hariç) gerek özel sektör için geçerli olmak üzere, kanunlarda veya Türkiye’nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı anlaşmalar veya uluslararası sözleşmelerde çalışma izni almadan çalışabileceği belirtilen yabancıların, Türkiye’de çalışmaya başlamaları en geç bir gün önce ve çalışmalarının sona ermesi halinde ise bu tarihten itibaren en geç on beş gün içinde Bakanlığa bildirilmeleri gerekmektedir.
Eskiden olduğu gibi yurt dışı başvuruların yabancının vatandaşı olduğu veya yasal olarak bulunduğu ülkedeki Türk dış temsilciliğine yapılması, Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğünün (“Genel Müdürlük”) istisna olarak belirlediği bir kısım yabancı statüsü haricinde ise yurt içi başvuru imkanının kullanılabilmesinde yabancıya ait en az altı ay süreli geçerli bir ikamet izninin bulunması gerekliliği belirtilmiştir.
Bu Yönetmelik uyarınca artık, bağımsız çalışma izni veya süresiz çalışma izni başvurusunda adına çalışma izni başvurusu yapılan yabancının kendisinin, bir işverene bağlı çalışacak yabancı adına yapılan çalışma izni başvurusunda ise işvereninin elektronik tebligat adresine sahip olması zorunlu kılınarak, e-tebligat adresi konuya özel yasal düzenleme ile de zorunluluk haline getirilmiştir. Böylece, yabancıların çalışma izin başvurularından önce, başvurunun statüsüne göre yabancı çalışan veya istihdam eden işverenin e-tebligat adresi alması gerekmektedir.
Yönetmelik, daha önce sistem üzerinden fiilen uygulanan, yurt dışından ve yurt içinden yapılacak olan başvuru aşamalarını, izin başvurularının incelenme ve sonuçlanma ölçütlerinin Genel Müdürlükçe belirlenebileceğini ve hatta adına çalışma izni başvurusu yapılan yabancılar veya işverenlerinin, gerekli görülmesi halinde Genel Müdürlüğe davet edilebileceklerini, çalışma izninin yabancının pasaport veya pasaport yerine geçen belgelerinin geçerlilik süresinden altmış gün daha kısa süreli olarak düzenleneceğini özel hükümlerle özet şekilde adım adım belirterek konuyu daha detaylı yasal düzenlemeye de bağlamıştır. Böylece, daha önceden fiilen uygulanan başvuru usulü, bir iş yerinde her beş Türk vatandaşına karşılık bir yabancı uyruklunun istihdam edilebileceği gibi soyut ve somut nitelikli ne tür ölçütlerin Genel Müdürlükçe belirleneceği ve bu konudaki yetkisi somut bir şekilde ortaya konmuştur.
İzin başvurusunun olumlu sonuçlanması halinde, yurtiçinden yapılan başvurularda yabancının, çalışma izninin başlangıç tarihinden itibaren bir ay içerisinde, yurtdışından yapılan başvurularda ise yabancının yurda giriş tarihinden itibaren bir ay içerisinde ve her halükarda çalışma izninin başlangıç tarihinden itibaren altı ay içerisinde ilgili mevzuat kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle çalışmaya başlamasının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yönetmelikte, Bakanlıkça düzenlenen çalışma izni veya çalışma izni muafiyetinin geçerli olduğu sürece ikamet izni yerine geçeceği de ayrıca belirtilmiştir.
Adına izin alınmış ve bir işverene bağlı olarak çalışan yabancının aynı işverene ait işyerinde farklı bir görevde veya bu işverenin aynı iş kolundaki diğer şubelerinde çalışabilmesi için de ayrıca Bakanlığa izin başvurusunda bulunması gerekmektedir. Bu nedenle, idari yaptırım veya yabancının çalışma izninin aksamaya uğraması gibi bir durum ile karşılaşmamak için, adına izin alınmış bir yabancının, halihazırda o işyerinde çalışması için izin alınmış olsa dahi, o yabancının aynı firma içinde de olsa pozisyon veya çalışılan şube değişikliği için de mutlaka izin alınması gerekliliğine hassasiyetle dikkat edilmesi gerekmektedir.
Adına süreli çalışma izni alınmış yabancının Türkiye’de aynı işte çalışmaya devamının istenmesi durumunda, izin süresinin dolmasına altmış gün kalmasından itibaren ve her halükarda çalışma izni süresi dolmadan önce uzatımı için sistem üzerinden uzatım başvurusu yapılması gerekmektedir. Bir işverene bağlı çalışan yabancı adına yapılan ilk başvurusu olumlu sonuçlanarak bir yıl için düzenlenebilen çalışma izni, aynı işverene bağlı olarak ilk süre uzatma başvurusunda en çok iki yıl, sonraki süre uzatma başvurularında ise en çok üç yıla kadar uzatılabilmektedir. Ancak, adına daha önce çalışma izni alınmış olsa dahi, farklı bir işverene bağlı çalışmak üzere süre uzatma başvurusu yapılması halinde bu başvuru, ilk başvuru usul ve esaslarına tabi olarak değerlendirilecektir.
Çalışma izin başvurularının inceleme sonuçlarının, mevcut izin süresinin dolmasından sonraki bir tarihe sarkabilecek olması ihtimaline karşı da Yönetmelikte somut düzenleme yapılmış ve adına çalışma izni süre uzatma başvurusu yapılan yabancıların, izin süresinin sona erdiği tarihten itibaren başvurunun değerlendirilmesi süresince ve her halükarda doksan günü geçmemek ve yapılan iş ile çalışılan işyerinin değişmemesi kaydıyla çalışmaya devam edebilecekleri belirtilmiştir. Bu süre boyunca yabancının ve işverenin çalışma izninden doğan hak ve yükümlülükleri aynı şekilde devam edecek, ve somut izin olmaksızın geçen bu süre uzatılan izin süresinden düşülerek izin süreleri hesaplanacaktır.
Süreli bağımlı çalışmanın yanında, Türkiye’de uzun dönem ikamet izni veya en az sekiz yıl kanuni çalışma izni olan yabancıların başvurabilecekleri ve süresinin dolmasından önceki altı ay içerisinde ve her halükarda süre dolmadan yenilenmesi gereken (aksi takdirde askıya alınacak) “süresiz çalışma izni”ne ilişkin esaslar ile Genel Müdürlükçe belirlenecek profesyonel meslek mensupları; Türk Ticaret Kanununa göre kurulmuş olan; limited şirketlerin şirket ortağı olan müdürü, anonim şirketlerin şirket ortağı olan yönetim kurulu üyesi, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin yönetici olan komandite ortağı olan yabancılar ile diğer şirketlerin şirket ortağı ve yöneticisi olan yabancılara verilebilecek ve birden fazla işyerinde çalışma hakkı sağlayabilen “bağımsız çalışma izni”ne ilişkin düzenlemelere de Yönetmelikte ayrıntılı şekilde yer verilmiştir.
Yönetmelikte, Genel Müdürlükçe belirlenecek meslekler ve sektörler için, bir işverene bağlı olarak verilen çalışma izninde, iş kazası, hastalık, analık, zorunlu kamu hizmeti gibi ücretsiz izin verilmesini zorunlu kılan haller hariç olmak üzere işveren ve yabancının karşılıklı anlaşması suretiyle en fazla doksan gün iş veya hizmet sözleşmesinin ve çalışma izninin ücretsiz izin yoluyla askıya alınabileceği de düzenlenmiştir. İş sözleşmesinin askıya alınması ve ücretsiz izin durumlarının sona ermesi hallerinde bu durumların bir gün öncesinde Bakanlığa bilgi verilmesi zorunlu kılınmıştır. Çalışma izninin askıya alınması halinde bu çalışma iznine bağlı olarak doğan çalışma hakkının, iznin askıya alınması tarihinden itibaren, ikamet hakkının ise, iznin askıya alınmasını takip eden on günlük sürenin tamamlanmasından itibaren askı halinin son bulduğu tarihe kadar kullanılamayacağı açıkça belirtilmiştir.
Yönetmelikte, genel nitelikli çalışma izin başvuruları yanında özellik gösteren çalışma alanlarına ilişkin izin başvuruları, nitelikli iş gücünün ve yatırımcının belirlenmesinde ve izin sürelerinde söz konusu olacak ölçütler, Türk soylu yabancılar ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti uyrukluların çalışma izinlerinin incelenme ve izin süreleri ölçütleri, yabancı öğretim elemanı, öğrenci, sınır ötesi hizmet sunucularına ilişkin çalışma izinleri hakkında da özel düzenlemeler ile çalışma izninden muaf olarak Türkiye’de çalışabilecek yabancılara ilişkin hususlar, incelemeye dair ölçütler ve muafiyet süreleri ile başvuru usulleri açıklayıcı şekilde belirtilmiştir. Bunun gibi, özellikle, uluslararası nitelikli şirketlerin bünyesinde sıkça karşılaşılan ve aynı firmanın farklı ülkelerde bulunan şirketlerinde çalışmak için ülke değiştiren çalışanların söz konusu olduğu Şirket içi çalışan değişimi konusunda, bir şirketin yurtdışında kurulu bir işyerinde çalışmaktayken şirket içi çalışan değişimi kapsamında, Türk Ticaret Kanunu’na göre Türkiye’de kurulu bulunan şirketine ait bir işyerinde yönetici olarak veya uzmanlık gerektiren işlerde çalışmak üzere görevlendirdiği yabancının iki yıla kadar çalışması; aynı durumdaki yapı ve ilişki kapsamında staj yapmak üzere görevlendirdiği yabancıya bir yıla kadar çalışma izni düzenlenebileceği ve şirket içi çalışan değişimi kapsamında çalışma izninin bir defaya mahsus olmak üzere yapılabilir ve çalışma izni süresi bir yıla kadar uzatılabileceği Yönetmelikte belirtilerek güncel çalışma hayatına ilişkin önemli bir konuya dair somut detay içeren özel hüküm ortaya konmuştur.
Önemle vurgulanması gereken bir konu ise çalışmaya başlama aşamasına ilişkin olup, yabancı kişi adına çalışma izni alınması ile birlikte, işverenler ile bir işverene bağlı olmaksızın düzenlenen çalışma izinlerinde adına çalışma izni düzenlenen yabancıların, çalışma izninin veya çalışma izni muafiyeti kapsamında çalışmanın başlamasını ve sona ermesini, çalışma izni veya çalışma izni muafiyetinin iptalini gerektirecek hâlleri on beş gün içinde ve bu yazı konusu Yönetmelikte bildirim yükümlüğü düzenlenen diğer hususları da özel olarak belirlenen süreler içinde Bakanlığa bildirmekle yükümlü olduklarıdır. Bu nedenlerle, her ne kadar çalışma izni alınmış olsa da, işe başlama, bitiş ve benzeri diğer fiili durumların da gerek güncel kayıt yükümlülüğü gerekse sosyal güvenlik yükümlülükleri bakımından Bakanlığa bildirilmesi zorunluluğuna hassasiyetle uyulması ve gözetilmesi gerekmektedir.
Yürürlüğe konulan yeni Yönetmelik üzerine, halihazırda bulunan süresiz çalışma izni belgelerinin Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde yenilenmemesi halinde yenilenene kadar askıya alınacağı özellikle belirtilmiş olup, süresiz çalışma izin belgesi sahiplerinin bu konuya dikkat etmeleri gerekmektedir.
Saygılarımızla,
LEV HukukBürosu
Not: Bu yazı içeriğinde yayımlanan her türlü haber, bilgilendirme notu ve yazı kişiye özel veya genel hukuki danışmanlık niteliğinde olmayıp, yalnız Hukuk Büromuzca belirlenen çeşitli konulara ilişkin genel hukuki bilgilendirme yazısı niteliğindedir. Burada yayımlanan herhangi bir haber, bilgilendirme notu veya yazı içeriğinin Hukuk Büromuzca kişiye özel danışmanlık sunulması hariç kişiler tarafından özel uygulamalara temel alınması ile bunların sonuçlarından Hukuk Büromuzun herhangi bir sorumluluğu yoktur. Bu yazıya ilişkin tüm haklar saklıdır.